YENİ MÜFREDAT MODELİNİN ÜZERİNE BİR YORUM 

              YENİ MÜFREDAT MODELİNİN ÜZERİNE BİR YORUM           

Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 3 Mart 1924 günü TBMM Genel Kurulunda 430 Kanun Numarası ile kabul edildi. Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri (1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu) Genellik ve eşitlik Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Türk milli eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Örgün eğitim, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında yapılan düzenli eğitimdir. 2002 yılından beri Türkiye’de eğitim sistemi, 18 kere değişmiş oldu. Kamuoyunda 4+4+4 düzenlemesi olarak bilinen bu kanun ile eğitim sisteminde büyük bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlandı. Büyük milletimizin ve devletimizin önemli sorunlarından biri de eğitimde üstün başarıya ulaşamamızdır. Her gelen iktidar eğitim üzerinde deneme yapmaktadır. Buda sisteme büyük arızalar vermektedir Adı” Milli Eğitim” olmasına rağmen millilik göremiyoruz. Milli duygularımızı genç ve çocuklarımıza işleyemiyoruz, milli duygulardan uzaklaşılmaktadır. Bu durum ise dolaysıyla da dış güçlerin emellerine hizmet etmektir. Eğitimi bozmak bir ülkeyi silahsız olarak ele geçirmek yada işgal etmeye yeterli bir unsur olabilir. Silahlı güçlere gerek yoktur. Hastalar doktorların ellerinde, para ekonomistlerin ellerinde, din imamların ellerinde, sanayi iş adamlarının ellerinde, eğitim öğretmenlerin ellerinde inşaat mühendis ve mimarların ellerinde erir gider zaten böylece de devlet yok olur. Devleti olmayan milletler; millet olma vasfını da kaybetmiş olur ki bu durumda da işgale zemin hazırlamış olur. Eğitim bir milletin geleneğini, kültürünü, örf âdetini geleceğe taşır. Teknik ve teknolojiyi takip ederek çağın gerçeklerine uyarak geliştirilmesini sağlar. Eğitim milletin idamesinin en büyük unsurudur. Asla vazgeçilemez. Bunun için eğitime gerekli önem verilmelidir. Penceren, vizyonun küçükse büyük resmi göremiyorsan, ormana bakmayıp ağaca odaklanıyorsan eğitime bakışın yereldir. Okula da, çevreye de, fil dişi kuleden yani oturduğun yerden gazel okumaktan ziyade saha inip tüm paydaşların görüşünü alman gerekmiyor mu. Hükümetin aynı olup, sistemin bir türlü rayına oturamaması akıllara ”Neyi Beceremiyoruz” sorusunu getiriyor. Eğitim Bakanlarımızdan Sayın Selçuk zamanında hazırlanan ve çok anlamlı bulunan “Eğitimde 2023 Vizyonu”nda neyi başardık nerede sınıfta kaldık değerlendirmesini yapmadan, “Türkiye Yüzyılı Müfredat Modeli” ile yine eğitimde bir değişime gidileceği kamuoyunun gündeminde yerini almıştır. Model’de ortaya koyduğu öğrenci profilinin yakalanabilmesi için müfredatla birlikte, eğitimin yapısıda ve kaliteli öğretmenin yetiştirilmeside önemlidir. Sistemimiz ne yazık ki bugün, Milli Eğitimin Anayasası olarak kabul edilen bu Kanununun 2. Maddesinde belirtilen Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarını (*) gerçekleştirmekten ve başta iş dünyası olmak üzere eğitimin paydaşlarının (aile, çevre, toplum vb.) beklentilerini karşılamaktan çok çok uzaktır. Oysa toplumsal ve ekonomik kalkınmanın temel unsuru olan bireyin eğitilmesi önemlidir. Çünkü eğitim bireyin kendisine, ailesine, içinde yaşadığı toplumuna, insanlığa ve Yaratana karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirecek şekilde donanımlı kılınmasını, mutlu birey ve mutlu toplum olmayı hedeflemesi gerekir.  Bu süreçte bireyin iç dünyası bu niteliklerle donatıldığında başarısının önünde hiçbir engel yoktur. Bu bağlamda; Eğitime milli olma özelliği mutlaka kazandırılmalıdır. Çare ve kurtuluş eğitim, eğitim, EĞİTİMDİR……

(*)1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version