ÇOK GEÇ OLMADAN
Bize bir armağan gibi sunulmuş hayatı, zamanı ve enerjiyi verimli kullanarak, evrenin doğal döngüsüne zarar vermeden, olabildiğince bu eko-sisteme katkıda bulunarak gelecek nesillere bırakmaktır. Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu evlatlarımızdan ödünç aldık. Ne yazık ki biz insanlar dünyamızı günden güne yok ediyoruz. Çılgın bir tüketim toplumuna, haz ve zevke odaklı bir hayata dönüştürdük tüm yaşantımızı. Büyülenmiş kitleler halinde hareket eden küresel bir rant ve tüketim çemberinin içindeyiz. Her şeyi bildiğimizi sanıyor ama hep aynı hataları yapıyoruz. Kendimizi toplamalıyız, yetinmeyi bilmeli ve gelecek nesilleri bilgilendirmeliyiz. Yakın zamanda büyük felaketler yaşadık: Covid-19 gibi, deprem gibi… Topyekün yaşadığımız bu felaketler, gelmesi muhtemel daha büyük afetleri, daha büyük sıkıntıları öngörmemizi ve yaşananlardan ders çıkarmamızı sağlamalı. Üretmeliyiz, ihtiyacımızdan fazla tüketmemeliyiz. Paylaşmalıyız, teknolojiden faydalanmalıyız. Zamanımızı en verimli şekilde kullanmalıyız, hayatın değerini ve amacını anlamalıyız. Her şeyi devletten bekleyip her fırsatta devleti suçlayarak sorumluluktan kaçamayız. Elimizi taşın altına koymalıyız. Burda verilmek istenen mesajlarla bağlantılı olarak iki belgesel izlemenizi öneririm:‘Dünyanın En Fakir Ülkesi Burundi’ ve ‘ 25 Litre’ belgeselleri. Bu belgeseller, bakış açınızı değiştirecektir. Bu yazıda hayatınıza yeni bir sayfa açmayı ve sizlere yeni bir bakış açısı kazandırmayı umuyorum. Unutmayın evrende her şey kelebek etkisi dediğimiz küçük bir hareketle başlar. Ne de olsa ‘’Bir mıh, bir nalı; bir nal, bir atı; bir at, bir komutanı; bir komutan, bir orduyu; bir ordu, bir ülkeyi kurtarır.”
DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN SU TASARRUFU
- Evlerimizde bulunan tüm musluk başlarını ve duş başını tasarruflu başlık ile değiştirmeliyiz. Ayrıca duş alma süresini kısaltarak hem maddi kaybımızı hem de su kaybını en az seviyeye indirebiliriz.
- Diş fırçalarken veya sakal tıraşı olurken lavabo musluğunu açık bırakmamalıyız. Sıcak suyun gelmesi için musluğu açıp bekleme süresinde, suyun bir kovaya doldurulması ve bu kovadaki suyun başka bir amaç ile kullanılması (klozette kullanılması) su kaybını en az seviyeye indirecektir.

- Evlerimizdeki klozetlerin rezervuarının içine bir veya iki adet dolu su şişesi koyarak daha az su harcamış oluruz.
- Evlerimizdeki muslukların altında bulunan su miktarını ayarlayan vanayı kısık bir seviyede tutarak su miktarını azaltabilir ve tazyikle gelen suyun fazla kullanımını engelleyebiliriz.
- Evlerimizdeki meyve ve sebzelerimizi içi su dolu bir kap içinde yıkarsak kalan suyu çiçekler için kullanabiliriz.
- Evlerimizin bahçelerini hortum ile değil de damla sulama ya da yağmurlama yöntemi ile sulama yapmalıyız.
- Evsel atık yağlarımızı lavabolara atmamalıyız. Çünkü en çok temiz su kaynağını kirleten şeylerden bir tanesi atık yağlardır. 1 litre atık yağ, 1 milyon litre içme suyunu kirletmektedir. Yerel yönetimlerce şehirlerde bitkisel atık yağ toplama noktaları kurulmalıdır. Ayrıca Alo 181 ile Çevre ve Şehircilik bakanlığı çağrı merkezinden de yardım isteyebiliriz.
- Binaların veya evlerin çatılarında yağmur suyu toplayıp bu suyu oluk sistemi ile filtreden geçirerek bina altına yapılan su depolarına aktarabiliriz. Bu şekilde toplanan suyu bahçe sulama, araç yıkama, çamaşır yıkama gibi birçok alanda kullanabiliriz. Ayrıca bu sistemi dünyada aktif olarak Amerika, Avusturalya, İngiltere, Hindistan gibi birçok ülke de kullanmaktadır. Yerel yönetimlerin bu konuda halkı desteklemesi daha faydalı olacaktır.
- Yerel yönetimlerce şehirlerde atık su geri dönüşüm tesisleri kurularak, suyun arıtılması, bu sayede kanalizasyon suyunun tatlı ve tuzlu suyu kirletmesi önlenebilir.
- Yerel yönetimlerce şehirlerde su ile ilgili işler yapan araç yıkama, hamam, sauna, havuz, halı yıkama gibi yerlere, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilirken tüm şartlara uyulmasına dikkat edilmelidir. Özellikle arıtma tesisi kurulması zorunlu tutulmalıdır. Ayrıca bu konu sıkı takip edilmeli ve böylece bu tip işletmelerin sayısının kısıtlı olması sağlanarak su kaybı büyük miktarda engellenebilir.
- Şehir merkezlerindeki meydanlarda bulunan, süs havuzları, umuma açık çeşmeler kapatılmalıdır. Mezarlıklardaki çeşmeler gereğinden fazla olmamalıdır. Belediyeler, park ve bahçeleri basınçlı su ile sulamak yerine farklı yöntemler bulmalıdır. Cadde ve sokaklar basınçlı su ile yıkanmamalıdır. Çünkü bir alan temizlenirken başka bir alan kirletilmektedir.
- Belediyelerce su kullanımına belirli bir kota getirilerek kotanın aşılması durumunda tüketilen fazla su miktarının faturaya daha yüksek oranda yansıtılması sağlanmalıdır.
- Tarım alanlarında damla sulama sistemi kullanılarak sulama yapılmalıdır. Bu konuda çiftçi desteklenmeli salma su ile sulama engellenmelidir.
- Tarımsal alanda daha az su isteyen sıcağa ve kuraklığa dayanıklı bitki ve ürünlerin ekimine önem verilmeli. Bitki çeşitliliği sağlanmalı ve her ürüne ve yetişeceği bölgeye özel sulama programı yapılmalıdır. Örneğin ülkemizde bataklıkları kurutmak için çokça dikilen okaliptüs ağacının en büyük özelliği aşırı su tüketmesidir. Bu sebeple bu ağacı bataklıkları kurutma amacı dışında bilinçsizce her yere dikmemeliyiz.
- Kırsal alanda izinsiz ve kontrolsüz bir şekilde sondaj vurulması engellenerek caydırıcı cezaların verilmesi ve sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir.
- Dünyada İspanya, Malezya, İsrail gibi devletler deniz suyunu arıtarak kullanmaktadır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde bu konularla ilgili ARGE çalışmaları yapılıp gerekli tesisler kurulmalıdır.
- Ülkemizdeki barajların üzerleri güneş enerjisi panelleri ile kapatılarak hem buharlaşma engellenip hem de enerji üretimine katkı sağlanabilir. Dünyada Hindistan ve Güney Kore’de örnekleri ve daha farklı uygulamaları bulunmaktadır.
ENERJİ TASARRUFU
- Tüm ülke genelinde her evin ısı yalıtımı yapması konusunda teşvik ve destek verilmeli. Isı yalıtımı yeni yapılacak evler için zorunlu tutulmalıdır. Böylece enerji kaybı büyük oranda engellenecektir.
- Ev içerisinde banyo ve mutfak petekleri kapalı tutulmalı, her petek arkasına ısı yalıtım ve izolasyon levhası konulmalıdır. Böylece ısı kaybı önlenebilir ve yakıt tüketimi azaltılabilir.
- Evlerde kullanılan kombileri sürekli açıp kapamak daha fazla yakıt tüketimine sebep olmaktadır. Bu durumu engellemek için ev içine sıcaklık ölçer termostat alarak düşük ve yeterli derecede doğal gaz kullanmak daha verimli olacaktır.
- Evlerimizin içerisindeki aydınlatma anahtarlarının altına küçük yazılar yapıştırarak (Lüzumsuz ise söndür vb.) gereksiz elektrik kaybını önleyebiliriz.
- Evlerimizdeki tüm aydınlatma lambalarını tasarruflu lambalar ile değiştirmeliyiz. Prizlerde gereksiz olarak takılı duran elektrik fişi ve şarj cihazlarını çıkararak hem tasarruf eder hem de yangın riskini engellemiş oluruz.
- Ev alımında evin güneş görmesine dikkat edilmelidir. Aydınlık ev birçok açıdan faydalıdır. Enerji ve ısı tasarrufu sağlar. Güneş gören ev toplumumuzda “Güneş girmeyen eve doktor girer.” sözü ile önemsenmiştir.
- Her binanın veya evin gerekli elektriğini sağlamak için evlerin çatısında güneş enerjisi paneli veya rüzgâr gülü gibi temiz enerji teknolojilerini kullanmalıyız. Yerel yönetimlerin ve devletin bu konuda teşvik ve destek vermesi, fosil yakıt tüketiminin azaltılması birçok alanda fayda sağlayıp enerji tasarrufunu artıracaktır.
- Ülke genelinde her ailenin bir araç alabilmesi, ikinci araç alımının çok daha yüksek vergi alınarak, yasal düzenlemelerle denetim yapılarak kısıtlanması ve halkın toplu taşıma aracı kullanımına teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Bu sayede çok büyük miktarda enerji tasarrufu sağlanır ve büyük şehirlerdeki trafik sorunu gözle görülür oranda çözülebilir. Dünyada bu konuda uygulamalar yapan ve trafik sorununu çözen ülkeler bulunmaktadır.
- Her aileye devlet tarafından veya yerel yönetimlerce bir tanesi ücretsiz olmak üzere bisiklet verilmeli. Bisiklet yolları yapılarak ve bisiklet kullanımının faydaları anlatılıp halkın hem spor yapması hem de tasarruf etmesi sağlanabilir.
- Tüm ilkokullarda çocuklar, hangi çöpün nereye atılacağı konusunda bilinçlendirilmeli, her okula farklı renkteki çöp kutuları konmalı, çocuklara geri dönüşüm konusunun önemi anlatılmalıdır.
- Tüm ülke genelinde geri dönüşüm konusunda çalışanlara destek verilerek bilinçli bir şekilde geri dönüşüm yapmaları sağlanmalıdır. Sokaklarda çöp kovalarından malzeme toplayan insanlar kayıt altına alınmalı ve bu kişilerin belirli bir iş elbisesi olmalıdır.
- Kamu kurumlarında ve evlerde klima kullanımı en az seviyeye düşürülmelidir. Mümkünse A sınıfı tasarruflu modeller kullanılmalıdır. Çünkü çok fazla enerji kaybına sebep olmaktadırlar. Klimaların sağlık açısından da sakıncaları olduğu bilinmektedir. Uzun süre klimanın havasına maruz kalmak üst-solunum yolu rahatsızlıklarına; bel, boyun tutulması gibi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.
GIDA TASARRUFU
1.Harcadığımız enerjiye ve yaptığımız işe göre beslenmeliyiz. Aşırı beslenme kilo ve sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Bu nedenle bir günde iki öğün yemek yemek de yeterlidir.
2.Devlet tarafından her aile sağlığı merkezine diyetisyen ataması yapılması, halkın obeziteye karşı bilinçlenmesini sağlayabilir. Bu sayede hem israfın önüne geçer hem istihdam sağlanır, hem de aşırı yemeden kaynaklı hastalık sayısı azaltılabilir. Yeme konusunda “Çoğu zarar, azı karar.” sözünü unutmamalıyız.
3.Market ve pazar alışverişlerinde bir liste yapıp tok karınla alışveriş yapmalıyız. Bunu prensip haline getirmeliyiz. Aksi takdirde ihtiyacımızdan fazla gıda maddesi alırız hem de maddi olarak fazla harcama yapmış oluruz. Her sebze ve meyveyi mevsiminde tüketmeliyiz.
4.Askeri birliklerde, üniversite ve yatılı okul tarzı yerlerde toplu çıkan yemeklerden arta kalan veya yenilmeyen gıda maddeleri çöpe atılmamalı, mutlaka değerlendirilmelidir.
5.Şehir merkezlerinde kurulan sebze ve meyve pazarlarında dökülen veya arta kalan meyve sebze artıkları toplanıp çöpe atılmamalı. Belediyeler ya da özel sektör tarafından geri dönüşüm, kompost gübre veya hayvansal gıda olarak değerlendirilmelidir.
6.Gıda saklama ve paketleme konusunda her bireyin kendini eğitmesi ve bilgilenmesi sayesinde gıdaların çabuk bozulmasının önüne geçebiliriz.
7.Kurutulmuş gıda üretiminin artması ve bu konunun teşvik edilmesi gıdaların bozulmadan uzun süre saklanmasını ve sağlıklı bir şekilde tüketilmesini sağlayacaktır.
8.Market alışverişi yapılmadan önce aynı ürünün fiyat karşılaştırması yapılarak daha uygun fiyata alınabilir.
- Açlığımızı bastırmak için yemek öğünlerini atlayarak abur cubur, işlenmiş gıda, yoğun şekerli tatlılar, cips, paketli bisküvi hazır kek vs. yememeliyiz. Hatta mümkünse evimize işlenmiş şekeri hiç sokmamalıyız. Bu tedbirler, sağlığımızı, ekonomimizi ve bütçemizi korumamıza yardımcı olacaktır.
- Yemek yemeye başlayan insana doyma hissi yaklaşık 20 dakika sonra geldiği için yemeği yavaş yavaş yemeli ve sindirimin ağızda başladığını unutmayarak lokmalarımızı çok çiğnemeliyiz. Bu, gereğinden fazla yemeyerek hem ihtiyacımız olan gıdayı almamız hem de sağlığımızı korumamız hususlarında yardım edecektir.
- Son zamanlarda moda olan “serpme kahvaltı” büyük israfa neden olmaktadır. Bu kahvaltılarda çok fazla çeşit olmakta ve bu ürünlerin birçoğu tüketilmemektedir. Gelen yiyeceklerin çoğu, ya yarım bırakılıyor ya da hiç dokunulmuyor. Bu konuda hassasiyet gösterilmeli, israf edilmemelidir.
- Ülkemizde daha önceki yıllarda oldukça önemsenen “ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” kutlamaları yapılır ve her okulda çocuklar bu konuda bilinçlendirilir, yerli malı kullanmanın gereği, tarımın önemi anlatılırdı. Bu haftanın yine göz ardı edilmeyecek bir şekilde kutlanması faydalı olacaktır.
- Evlerimizde bulunan tüm musluk başlarını ve duş başını tasarruflu başlık ile değiştirmeliyiz. Ayrıca duş alma süresini kısaltarak hem maddi kaybımızı hem de su kaybını en az seviyeye indirebiliriz.
- Diş fırçalarken veya sakal tıraşı olurken lavabo musluğunu açık bırakmamalıyız. Sıcak suyun gelmesi için musluğu açıp bekleme süresinde, suyun bir kovaya doldurulması ve bu kovadaki suyun başka bir amaç ile kullanılması (klozette kullanılması) su kaybını en az seviyeye indirecektir.
- Evlerimizdeki klozetlerin rezervuarının içine bir veya iki adet dolu su şişesi koyarak daha az su harcamış oluruz.
- Evlerimizdeki muslukların altında bulunan su miktarını ayarlayan vanayı kısık bir seviyede tutarak su miktarını azaltabilir ve tazyikle gelen suyun fazla kullanımını engelleyebiliriz.
- Evlerimizdeki meyve ve sebzelerimizi içi su dolu bir kap içinde yıkarsak kalan suyu çiçekler için kullanabiliriz.
- Evlerimizin bahçelerini hortum ile değil de damla sulama ya da yağmurlama yöntemi ile sulama yapmalıyız.
- Evsel atık yağlarımızı lavabolara atmamalıyız. Çünkü en çok temiz su kaynağını kirleten şeylerden bir tanesi atık yağlardır. 1 litre atık yağ, 1 milyon litre içme suyunu kirletmektedir. Yerel yönetimlerce şehirlerde bitkisel atık yağ toplama noktaları kurulmalıdır. Ayrıca Alo 181 ile Çevre ve Şehircilik bakanlığı çağrı merkezinden de yardım isteyebiliriz.
- Binaların veya evlerin çatılarında yağmur suyu toplayıp bu suyu oluk sistemi ile filtreden geçirerek bina altına yapılan su depolarına aktarabiliriz. Bu şekilde toplanan suyu bahçe sulama, araç yıkama, çamaşır yıkama gibi birçok alanda kullanabiliriz. Ayrıca bu sistemi dünyada aktif olarak Amerika, Avusturalya, İngiltere, Hindistan gibi birçok ülke de kullanmaktadır. Yerel yönetimlerin bu konuda halkı desteklemesi daha faydalı olacaktır.
- Yerel yönetimlerce şehirlerde atık su geri dönüşüm tesisleri kurularak, suyun arıtılması, bu sayede kanalizasyon suyunun tatlı ve tuzlu suyu kirletmesi önlenebilir.
- Yerel yönetimlerce şehirlerde su ile ilgili işler yapan araç yıkama, hamam, sauna, havuz, halı yıkama gibi yerlere, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilirken tüm şartlara uyulmasına dikkat edilmelidir. Özellikle arıtma tesisi kurulması zorunlu tutulmalıdır. Ayrıca bu konu sıkı takip edilmeli ve böylece bu tip işletmelerin sayısının kısıtlı olması sağlanarak su kaybı büyük miktarda engellenebilir.
- Şehir merkezlerindeki meydanlarda bulunan, süs havuzları, umuma açık çeşmeler kapatılmalıdır. Mezarlıklardaki çeşmeler gereğinden fazla olmamalıdır. Belediyeler, park ve bahçeleri basınçlı su ile sulamak yerine farklı yöntemler bulmalıdır. Cadde ve sokaklar basınçlı su ile yıkanmamalıdır. Çünkü bir alan temizlenirken başka bir alan kirletilmektedir.
- Belediyelerce su kullanımına belirli bir kota getirilerek kotanın aşılması durumunda tüketilen fazla su miktarının faturaya daha yüksek oranda yansıtılması sağlanmalıdır.
- Tarım alanlarında damla sulama sistemi kullanılarak sulama yapılmalıdır. Bu konuda çiftçi desteklenmeli salma su ile sulama engellenmelidir.
- Tarımsal alanda daha az su isteyen sıcağa ve kuraklığa dayanıklı bitki ve ürünlerin ekimine önem verilmeli. Bitki çeşitliliği sağlanmalı ve her ürüne ve yetişeceği bölgeye özel sulama programı yapılmalıdır. Örneğin ülkemizde bataklıkları kurutmak için çokça dikilen okaliptüs ağacının en büyük özelliği aşırı su tüketmesidir. Bu sebeple bu ağacı bataklıkları kurutma amacı dışında bilinçsizce her yere dikmemeliyiz.
- Kırsal alanda izinsiz ve kontrolsüz bir şekilde sondaj vurulması engellenerek caydırıcı cezaların verilmesi ve sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir.
- Dünyada İspanya, Malezya, İsrail gibi devletler deniz suyunu arıtarak kullanmaktadır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde bu konularla ilgili ARGE çalışmaları yapılıp gerekli tesisler kurulmalıdır.
- Ülkemizdeki barajların üzerleri güneş enerjisi panelleri ile kapatılarak hem buharlaşma engellenip hem de enerji üretimine katkı sağlanabilir. Dünyada Hindistan ve Güney Kore’de örnekleri ve daha farklı uygulamaları bulunmaktadır.Ülkemizdeki ve dünyamızdaki birçok canlının nesli tükenme tehlikesindedir. Hayvanların varlığı dünyamızın eko-sistemi için vazgeçilmezdir. Bu sebeple kara avcılığının ülkemizde yasaklanması ve sıkı tedbirler alınması geleceğimiz için çok önemlidir.

ZAMAN TASARRUFU
- ”Erken kalkan yol alır” diye bir atasözümüz vardır. Güne her zaman erken başlamalıyız. Güneşle ve doğayla uyanmalıyız. Biz doğanın bir parçasıyız. Tüm dünya, kuşlar, ağaçlar, diğer canlılar uyanırken bizim uyumamız yaşama aykırı hareket etmek olur. Şayet doğayla birlikte uyanırsak ne kadar çok zamanımız olduğunu, bir güne neler sığdırabildiğimizi daha iyi fark ederiz.
- İşlerimizi öncelik sırasına koymalıyız; acil, önemsiz, çok önemli vs. Bu öncelik sırasına riayet ederek onları küçük bölümlere ayırmak, bu konuda not almak bize daha çok zaman kazandıracaktır.
- En verimli çalışma saatlerini belirlemeliyiz. Bu saatler genellikle, sabah 08.00 ile 11.30 arasındadır. Bu esnada beynimiz, en verimli saattedir. Önemli işlerimizi planlayarak bu saatlerde yapmak bize daha isabetli ve verimli kararlar aldıracak bu da bizlere zaman tasarrufu sağlayacaktır.
- Hızlı okuma tekniklerini öğrenmek bize birçok konuda faydalı olur, zamanımız bize kalır. Gireceğimiz tüm sınavlarda uzun paragraf sorularında vakit kaybımızı engelleyecek, ayrıca kitap okumamızı kolaylaştırıp hızlandıracaktır.
- En önemli konulardan biri çağımızın hastalığı sosyal medya uygulamaları. (Twitter, Instagram, Facebook) Bunlar o kadar çok zararlı ki ilk önce zamanımızı çalıyor farkında olmadan kaç saat geçirdiğimizi anlamıyoruz. Daha sonra bizi psikolojik olarak hasta ediyor. Yaşayamadığımız hayatlara, yerlere, özenerek üzülüyoruz veya fenomen olmak uğruna tüm insani değerlerimizi yitiriyoruz. Bu uygulamalar sanki bir gösteri sirki gibi; insanlar, bir yarış halinde daha güzel, daha zengin, daha başarılı, ya da daha mutlu olduklarını çevresine ispat etmeye çalışarak tükeniyorlar. Kesinlikle telefon detoksu yapmalıyız. Instagram’da hareketler bölümünde geçirilen süre diye bir veri var; oraya baktığınızda geçirdiğiniz boş zamanı görebilirsiniz.
- Çağımız teknoloji çağı, hayatımıza giren bu uygulamalardan faydalı olanı kullanmalıyız. Fatura, vergi, ceza gibi ödemelerimizi ve birçok bankacılık işlemlerimizi online bankacılık üzerinden yapmak bize bankalarda veya ödeme noktalarında sıra beklemekten kurtararak zaman tasarrufu sağlayacaktır.

- Eğer sık yolculuk yapıyorsak otobüste veya trende kitap okuyabilir ya da son zamanlarda popüler olan ve oldukça verimli olan podcast ile ders çalışarak, kitap dinleyerek zamanımızı değerlendirmiş oluruz.
- Zaman tasarrufunda önemli konulardan biri ise uyuma alışkanlığıdır, eğer verimli ve yeterli uykumuzu almazsak, çok zaman kaybı yaşarız. Yapılan araştırmalara göre 24 saat içinde en verimli uyku vakti akşam 22:00 ile 02:00 arası karanlık bir odada uyuma ve öğle vakti 11:45 ile 13:00 arası uyku bize daha fazla zaman ve dinçlik kazandırarak günümüzü dolu dolu yaşamamızı sağlayacaktır.
- Başladığımız işlerimizi yarım bırakmak bize büyük zaman kaybı yaşatır ve öz güvenimize zarar verir. Daha sonra yarım bıraktığımız işe dönüp bitirmeye çalışırız. Toplumumuzda bir söz vardır “ Bugünün işini yarına bırakma.” diye, o yüzden planlı ve disiplinli davranarak zaman kazanabiliriz.
- Kimi insanlar çok uzun telefon görüşmeleri yaparak hem zamandan kaybedip hem de sağlıklarına zarar vermekteler. Kulağımıza dayadığımız telefonlar sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. O yüzden kısa ve net konuşmalıyız telefon görüşmelerimizde. Zaten en etkili iletişim, yüz yüze olan iletişimdir.
- Zaman, hayatı anlamlandırmamız açısından çok kıymetlidir.Hiçbir şekilde satın alınamaz. Zaman o kadar değerlidir ki kıymetini bilmeliyiz. Eğer geçmişe takılıp kalırsak depresyona gireriz, eğer gelecekte neler olacağına odaklanırsak kaygılanırız. O yüzden her zaman anı yaşamalıyız.

GENEL TASARRUF TEDBİRLERİ
- Şehir merkezlerinde bulunan park ve bahçelere veya kamuya ait alanlara binlerce lira ödenerek dikilen geçici çiçek ve ağaçların yerine gıda veya oksijen sağlayacak ağaçlar dikilmelidir. Bu sayede daha faydalı ve anlamlı bir faaliyette bulunulabilir. Faydasız bitkilerin bu alanlara ekimi, dikimi ekonomi ve enerji anlamında kayba neden olacaktır.
- Yıllardır devam eden ve toplumumuzun, mahalle baskısından dolayı veya utanma, ayıplanma korkusu nedeniyle vazgeçemediği düğün merasimleri hem yeni evlenen çiftlere hem de aileye zaman, enerji ve ekonomik anlamda büyük bir yük bindirmektedir. Hayata yeni başlayan çiftlerin borç altında kalarak evliliklerinin dahi yıkılmasına sebep olan bu uygulamadan vazgeçerek, basit ve sade bir nikah töreni yapmalıdır. Aynı şekilde cenazesi olan evlerde yemek verilmesine de son verilmelidir. Ne İslamiyet’te ne de kültürümüzde böyle bir uygulama yoktur. Artık ayıplanma veya dışlanma korkusundan kurtulmalıyız.
- Tüm öğretim kademelerinin (İlk/Orta/Lise) müfredatına Ev Ekonomisi dersinin konulması hayat boyu fayda sağlayacak bilgilerin edimine katkı sunacaktır.
- Her evde mutlaka kumbara bulundurulmalı ve çocukları kumbarada birikim yapmaya alıştırarak tasarrufun ve birikim önemi anlatılmalıdır.
- Büyük, geniş ve yüksek evler yapmaktan vazgeçerek metrekaresi daha küçük olan mümkünse açık mutfak olan evler yapılmalı. Çünkü bu evler ısınma, temizlik, tasarruf ve eşya biriktirmenin önüne geçecektir.
- Toplumumuzdaki en büyük yanlışlardan biri emekli olunca kahvehanelerde zamanımızı boşa harcamaktır. Bu yanılgıdan vazgeçmeliyiz emeklilere zamanlarını değerlendirebilecek sosyal projeler geliştirilmelidir. Yaşlarına uygun işlerde çalışabilmeleri için devlet tarafından destek verilmelidir.
- Tüm ülkedeki hayvanat bahçelerinin kapatılarak hayvanların doğal yaşam alanlarına bırakılmaları sağlanmalıdır. Bunun yerine hologram hayvanat bahçesi oluşturularak hem daha az maliyetli hem daha risksiz hem de daha olumlu bir yaklaşım sağlanmış olacaktır.
- Ülkedeki tüm kamu kurumlarında sıkı bir kemer sıkma politikasına gidilmeli en başta hayati önem taşıyan kişi ve kurumlar dışında tüm makam araçları kaldırılmalıdır. Kamudaki çay ocağı kültürüne son verilmeli, bunun için personel istihdam edilmemelidir. Genel kolluk kuvvetlerinin, orman muhafaza, gümrük, zabıta gibi teşkilatların araç ile yaptıkları devriye faaliyetini suç saatine veya durumun önemine göre yapması daha uygundur. Yoksa gereksiz yere hem yakıt kaybı olmakta hem de personel ve araçlar yıpranmaktadır.
- Trenler en verimli ve en az maliyetle en çok ulaşımı gerçekleştiren araçlardır, bu yüzden demir yolu ulaşımına daha çok yatırım yapılmalı ve önem vermeliyiz.
- Kamuya veya özel sektöre ait tüm bankaların her köşeye bankamatik açmaması, birleşerek ortak ATM açması sağlanmalıdır. Bu sayede hem paraya ulaşım kolaylaşır hem enerji tasarrufu sağlanır hem de güvenlik açısından kontrolü kolaylaşır.
- Ülkemizde finansal okur-yazarlık çok düşük seviyede. Bu açığı kapatmak için okullarda temel finansal eğitim verilmelidir. Yatırım, birikim konuları anlatılmalı, bu konuların önemi vurgulanmalı, yatırım haberleri ve yatırım araçları takip edilmelidir.
- Genel hayat içerisinde AVM, metro ve apartmanlarda bulunan asansör ve yürüyen merdivenleri yaşlı ve engelli vatandaşların kullanması sağlanmalıdır
- Sağlığını düşünen her vatandaş en az ayda bir hafta vejetaryen beslenmelidir bu ev bütçemize de katkı sağlayacaktır.
- Ülkemizde çok dikkat edilmeyen ancak gittikçe artan bir mezarlık sorunumuz bulunmaktadır. Birçok mezarlık şehir merkezlerinde kalmakta ve büyük şehirlerde insanlar cenazelerini defnetmekte büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bu konu ile ilgili bir an önce çözüm bulunmalıdır.
SON SÖZ
Tasarruflu olmak gereksiz bir tutum ya da cimrilik değil, zevklerimiz ve sorumluluklarımız arasında bir denge kurmaktır. Tasarruf, bir dünya görüşü, bir hayat tarzıdır. Tüketim çılgınlığını bırakıp yetinmeyi bilirsek kriz dönemleri gelmeden gerekli önlem ve tedbirleri alarak gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakabiliriz. Fransız Filozof Denis Diderot ile ilgili bir anekdot var. Mutlaka çevremizde Diderot etkisinde olanlar vardır. Diderot etkisini okumanızı tavsiye ederim.

Hazırlayan : Erdal GÖĞEBAKAN
KATKIDA BULUNANLAR
Tasarım ve Çizim : Saim ÇİZMECİ (Grafiker)
Teknik Destek : Yunus GENÇ (Genç Bilgisayar,
Hukuki Destek : Av. Mehmet Kağan KOŞAR