EĞİTİM SİSTEMİMİZİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ (I)
Eğitimi Düzeltmek Zor Değil, Gayet Kolay
Dünyada en başarılı ülkeler sıralamasında önde olan Finlandiya veya başarılı diğer ülkelerde eğitim nasıl yapılıyor? O ülkelerin eğitim uygulamalarının farklı veya üstün yönleri nelerdir?.. Önce bu ülkelere bakalım, sonra dönüp kendimize yani Türkiye’ye bakalım! Bizim eğitim politikamız, eğitim yönetimimiz ve eğitim uygulamalarımız başarılı ülkelerin tam tersi değil midir?.. Bilhassa 2010 yılından bu yana… “Amerikan’ın yeniden keşfine lüzum yok.” Çünkü her şey çok net! Nasıl mı? Şöyle: (Kadir Çetin hocamın hoşgörüsüne sığınarak) Kavramlarda anlaşmak, hedeflere birlikte yürümenin ve birlikte başarmanın ilk basamağıdır… Onun için Eğitimin Tanımında anlaşarak yeni Milli Eğitim Bakanımızdan beklentilerimizi dile getirmek istiyorum. Literatüründe alan uzmanları tarafından eğitimin farklı tanımları yapılmaktadır. Bu uzmanlarca yapılan tanımların sonuçları değerlendirildiğinde; Eğitim; fert ve toplum ihtiyaçları esas alınarak, kişinin bireysel anlamda kendisine, ailesine, içinde bulunduğu toplumuna, insanlığa ve Yaratıcıya karşı sorumluluklarını yerine getirmek üzere zihni, vicdani, devinsel, fiziki, duygusal, ahlaki ve sosyal gelişimini gerçekleştirmek üzere yapılan şuurlu/bilinçli faaliyetlerin tamamıdır. Bu anlamda fert ve toplumun ihtiyaçları bağlamında bireyler için; yetenekleri doğrultusunda gelişimlerinin önündeki bütün engellerin kaldırılması, eğitimle ilgili hizmetlere erişebilmeleri ve kaliteli eğitim almalarının sağlanması temel bir haktır. Bu hakkı kullanan bireyin zihni terbiyesinin ayrılmaz parçası olan ve karakterini inşaa eden vicdani ve ahlaki terbiyesinin bütüncül karakteri unutulmamalıdır. Eğitimin Bütüncül Karakteri ve Temel İlkeleri: Eğitimin umulan feyizli sonuçlarını devşirebilen toplumlar süratle yükselmişlerdir. Eğitim ile zihni terbiyenin yanında vicdani ve ahlaki gelişme amaçlanmalıdır. Toplumsal bağlamda ihtiyaç duyduğumuz iş ahlakı, görev ahlakı, ferdi, ailevi, sosyal ve milli ahlak, zihin terbiyesinin ayrılmaz parçasıdır. Zihin terbiyesi ne ölçüde ileri olursa olsun fert, ahlaki ve manevi gelişmesini tamamlamamış ve kişiliğine kavuşmamışsa, zihni terbiye tek yanlı kalmaya mahkumdur ve bu gelişmeden toplumsal bir fayda sağlamaya imkân yoktur. (Toplumda zihin terbiyesinden geçmiş ancak ahlaki ve vicdani terbiyeden nasibini almamış ve adeta suç makinası olmuş bir dolu insanın varlığı bilinmektedir). Bu yüzden vicdani, milli ve ahlaki terbiye ile zihin terbiyesini bir bütün olarak ele almak gerekir. Ahlaki, manevi, bilimsel ve teknolojik ilerleme bir bütündür.
Bu bağlamda eğitim bireyin;
- Aklının özgürleşmesini,
- Zihni, vicdani ve ahlaki melekelerinin gelişmesini,
- Düşünme ve araştırma yetisini geliştirmesini,
- Yaşadığı çağın gerektirdiği yeterlikleri/becerileri kazanmasını,
- Yeteneklerini keşfetmesini ve geliştirmesini,
- Potansiyelini üst düzeyde kullanmasını,
- Bilinenlerden hareketle bilinmeyenleri keşfetmesini sağlayacak kalitede sunulmalıdır
Diğer taraftan bireye bu nitelikleri kazandıracak eğitim sürecinde; eğitimde genellik, eşitlik, demokratiklik, laiklik, bilimsellik, toplumsal yapının gerektirdiği milli/manevi kültür ve değerlerin öğretilmesi ve yaşatılması gibi temel ilkelerin ıskalanmaması gerekir.