ÜLKEMİZDE EĞİTİM (2)

ÜLKEMİZDE EĞİTİM (2)

Ülkemizdeki Eğitim-öğretimin önceki ve bu günkü durumu ve gelişmeleri üzerinde durmak istiyorum cumhuriyet dönemine gelinceye kadar ülkenin durumunu yakından bilen Mustafa Kemal   eğitime verdiği önemden dolayı ülkenin sıkıntılılarına rağmen Milli Eğitimin ilk sistemli hareketi olarak görülebilecek olan Maarif Kongresi, Kütahya-Eskişehir Savaşları’ndaki mağlubiyetin ardından Sakarya Savaşı’na hazırlık yapıldığı dönemde yapılmıştır. Hamdullah Suphi (Tanrıöver) döneminde eğitim alanında gerçekleştirilen en önemli faaliyetlerden birisi de I. Maarif Kongresi’nin toplanmış olmasıdır. İlk Maarif Kongresi 1921 yılında yapılmıştır ve Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nin eğitim tarihimiz içinde önemli bir yeri vardır bu Kongreye başta Mustafa Kemal Paşa (TBMM Başkanı), Adnan Bey (TBMM İkinci Başkanı), Hamdullah Suphi Bey (Eğitim Bakanı), Kazım Nami Bey (Orta Öğretim Genel Müdürü), Ahmet Edip Bey (İlköğretim Genel Müdürü) Vasıf Bey (Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürü) katılmıştır. Atatürk Maarif kongresinde “cehaletle savaş, düşmanla savaştan daha az önemli değildir” parolasıyla Atatürk’ün 1921 yılında start verdiği kongredir. Bu kongre okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır. Eğitim tarihimizde bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu kongrede Atatürk, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapılacak inkılâpların esaslarını, öğretmenler için neler düşündüğünü ve onlardan neler beklediğini anlatan tarihî bir konuşma yapmıştır. Yeni kurulan devletin çağdaşlaşma yolunda ilerlemesi için atılan adımların, yapılan inkılâpların halk tarafından benimsenmesinde, eğitim alanındaki yenilikler büyük rol oynamıştır. Türk Milleti için Kurtuluş Savaşının önemi ne kadar büyükse, bu savaşın en bunalımlı günlerinde toplanan Maarif Kongresinin de Türk eğitim tarihi açısından önemi büyüktür ve milli eğitim ve kültür politikalarının mihenk taşını oluşturmaktadır.  25 Kasım 1920’de mecliste alınan bir kararla öğretmen ve öğrencilerin askerlik yükümlülükleri ertelenmiş, 15Temmuz 1921’de savaşın en yoğun olduğu bir dönemde Ankara’da Maarif Kongresi toplanmıştır. Savaşa rağmen yapılan eğitim Kongresi olan Maarif Kongresi savaş döneminde bile eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstergesi olarak karşımıza çıkar. Osmanlı Devleti’nde eğitim birliğinin olmamasından dolayı, özellikle yabancı okulların ve yabancı kültürlerin etkisinde kalmış bir eğitim sistemine sahipti. Müslüman Türk, yüzyıllarca tapınma ve bilim için Arapça, sanat için Farsça öğrenme gereği duymuş; Batılıların, “Türk, Allah’ına Arapça; sevgilisine Farsça, ailesine Türkçe seslenir” nitelemesine uygun olarak üç dilli bir duruma düşmüştür.  Atatürk, toplumun yeniden biçimlendirilmesinde en önemli itici kuvvet olarak görülen eğitim-öğretim alanında da birlik ve beraberlik ilkesine uyulmasını, ilim ve fennin gösterdiği yoldan şaşılmamasını özellikle istemiş, hatta emretmiştir. Bu tutumuyla Atatürk, Türkiye’nin çağdaş bir devlet hâline gelmesini önleyen engelleri, tam bir cesaretle yıkıp atabilen, akıl ve bilim çağına geçmenin tek kurtuluş yolu olduğunu tam bir berraklıkla görüp bu gerçeği tam bir açıklıkla gözler önüne seren bir liderdir (Karagözoğlu, 1985: 204). Atatürk için tükenmez inanç kaynağı, yüreğini kaplayan derin millet sevgisi ile Türk gençliğine duyduğu sonsuz güvendir. O, Türk Milleti’nin ve Türk gençliğinin başaracağına dair inancını kaybetmemiştir. Düşmanın Polatlı’ya kadar geldiği günlerde düzenlenen “1. Maarif Kongresi” ve Atatürk’ün büyük bir titizlikle kongreye katılıp notlar alarak tebliğleri dinlemesi hasebiyle de önemini açıkça ortaya koymuştur. Aslında Atatürk ve onun izinde yürüyen Türk münevveri, mütefekkiri, üniversitesi, öğretmeni, müdürü ve müfettişi olmak üzere 1923 yılında Türk Devleti’nin geçeceği yeni yönetim biçiminin ardından toplumsal kalkınmanın kilidinin eğitimde olduğunun bilincinin en açık göstergesidir. 15 Temmuz 1921 tarihinde başlayan 1. Maarif Kongresi, 1923 yılından sonra başlayacak toplumsal dönüşüm ve muasır medeniyet yolunda atılacak adımların eğitim alanında kozasının örüldüğü bir toplantı olarak Türk tarihinde önemli yer tutan en geniş ve istişarenin vücut bulmuş halidir. Farklı bir katılımla da olsa bunu 1923’ten itibaren takip eden Heyet-i İlmiye toplantıları 1926 ya kadar devam etmiş. 1939’dan 2014’e kadar yapılan Milli Eğitim Şuraları da Türk Eğitim için önemli çalışmalar yapmıştır. Fakat 1. Maarif Kongresi o dönem eğitimin durumu ve toplumsal ihtiyaçlar adına kapsamlı bir değerlendirme yapan ve genç Cumhuriyet’e bir yol haritası çizen bir organizasyon olarak hatırlanması ve ihya edilmesi gereken bir toplantıdır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top