ORMAN YANGINLARI VE MİLLİ BİRLİK ZAMANI
Son yıllarda hemen hemen her yazın başlangıcında sürekli olarak ülkemizi her yönü ile etkileyen orman yangınları vatan sevdalısı olan milletimizi oldukça üzmektedir. Orman yangınlarının önlenmesi için mutlaka milletimizin bilinçlendirilmesi kaçınılmazdır. Aynı zamanda ülkemizi çevresinde sürekli olarak sıcak savaşlar ve anlaşmazlıklar da ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Aynı zamanda ülkemizde uzun yıllardır süre gelen enflasyon ile de top yekûn mücadele etmemiz gerekir. Dizi filimler izlensin ancak halkımızın da belli programlarla ve günün belli saatlerinde yukarıda izah ettiğim nedenlerin önlenmesi ve alınacak tedbirler konusunda bilinçlendirilmesi için çalışmaların yapılması kısaca ülkece bir seferberlik içine germemiz gereklidir. Orman yangınlarının çıkma sebeplerini sayacak olursak yıldırım düşmesi nedeniyle çıkan yangınlar hem sayı olarak az hem de etkiledikleri alan olarak kısıtlı. İnsan faaliyetleri içerisinde ise en çok yangına neden olan faktörler anız yakma, sigara izmariti, enerji nakil hatlarından çıkan kıvılcımlar, piknik ateşi ve çoban ateşi gibi ihmal-kaza kategorisine giren etkenler. Son yıllarda ise terör örgütlerinin, yabancı ajanların veya yanan yerleri ranta çevirmek isteyenler tarafından çıkarıldığı görsel ve yazılı basın ve yayında yer almaktadır. Orman yangınları çevreye son derece zararlı olabilir; bazı yangınlar geniş alanları kavurup, tüm ekosistemler üzerinde uzun vadeli etkileri olan yıkım izleri bırakabilir. Orman yangınları bitki örtüsü desenlerini değiştirmenin ve yaşam alanlarını yok etmenin yanı sıra su ve hava kalitesini de bozabilir. Türkiye’de orman yangınlarının birincil nedeni nedir? Orman Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, 2019’da 11.000 hektar alan zarar gördü. 2020’de ise 3 bin 413 orman yangınında, 20 bin 938 hektarlık alan yandı. Orman yangınlarının nedenleri arasında ihmal/kaza birinci sırada geliyor. Birleşmiş Milletler, orman yangınlarını “orman, otlak, çalılık veya tundra gibi doğal bir ortamda doğal yakıtları tüketen ve kontrolsüz bir şekilde yayılarak bitkilerin yanması veya yakılması” olarak tanımlamaktadır. Şimşek, yanan kamp ateşleri veya sigaralar, sıcak rüzgârlar ve hatta güneş bile bir orman yangınını başlatmak için yeterli ısı sağlayabilir. Küresel sıcaklıkların artışı, çölleşme ve ihmal nedeniyle yükseliyor. Türkiye de iklim koşulları açısından yangın riski barındıran ülkeler arasında. Bu arada ülkemiz üzerinde oynana oyunları iyi izlemem ve analiz etmemiz lazım, insanlarımızın hassas oldukları konuyu iyi bilen iç ve dış düşmanlar hiç durmadan asırlardır sürekli olarak bizim kutsallarımıza saldırarak insanlarımızı birbirine düşürmeye çalışmaktadırlar, bunun son örneği ise ülkemizde yayın yapan bir dergide yayınlanan karıkatör sonucunda insanlarımız, karşı karşıya getirmeye çalışılmıştır. Müslümanlar kimsenin kutsalına hakaret etmez. “Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize” (Kâfirûn, 6) anlayışıyla yaşar. Aynı şekilde Kur’an’da şöyle buyrulur: “Allah’tan başkasına tapanlara kötü söz söylemeyin; yoksa onlar da bilmeden Allah’a hakaret ederler.”(En’am, 108) İnançlara hakaret etmek düşünce ya da basın özgürlüğü değil, açıkça nefret suçudur. İnsanların kutsallarına saldırmak, aynı zamanda din ve inanç özgürlüğünü yok saymaktır. Üstelik bunu Müslüman bir ülkede yapmak, hem daha incitici hem de daha tehlikelidir. Ne yazık ki her zaman barışı istemeyen, toplumu birbirine düşürmeye çalışan bir kesim olmuştur. Ama biz inanıyoruz ki, bu tür çirkinlikler ne İslam’a ne de Peygamberimize zarar verebilir. Verebilseydi, asırlardır bu kadar insanın kalbine ulaşamazdı… Bu tür provokasyonların tek amacı fitne çıkarmak, insanları kışkırtmak ve toplumun huzurunu bozmaktır. Ama biz sağduyumuzu kaybetmeden, kardeşliğimizi koruyarak bu oyuna gelmeyeceğiz. Ülkemiz üzerindeki bütün kötü oyunları bozabilmemiz için tüm insanlarımızı, iyi bir eğitimden geçirirken milli duygularımızı en üst düzeye çıkarmak için gerekli olan tüm imkânlarımızı seferber etmeliyiz. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın inşallah.