İSRAİL VE MÜSLÜMANLARIN DURUMU
1948 yılında İsrail işgal devletinin kurulduğu günden beri Filistin topraklarında acı, gözyaşı ve zulmün daima var oldu, İsrail’in haksız ve hukuksuz uygulamalarının her geçen gün artarak devam etmektedir. İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’da düzenlediği saldırılara ve Filistin halkına yönelik şiddet eylemlerine en büyük amacı Kudüs’ü Yahudileştirmek olan işgal devleti şehirdeki Müslüman nüfusu azaltmak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. “Kudüs’te sadece 2020 yılında 197 ev yıkıldı, 819 ev için yıkım ve tahliye emri verildi. Doğu Kudüs’te 18 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi kuruldu ve buraya 220 binden fazla Yahudi yerleştirildi” Yahudiler ile Müslümanlar arasındaki ilişkileri değerlendirirken her zaman bir gerçeği göz önünde bulundurmak lazımdır; çok sayıda ülke ve asırlar boyunca Yahudiler Müslümanların çoğunlukta ve hâkim oldukları bölgelerde yaşadılar; buna karşın Müslümanlar şimdiki İsrail’in kısa hâkimiyet dönemi haricinde, hiçbir zaman Yahudilerin hâkimiyeti altında yaşamadılar. Bugünkü İsrail ise yüz binlerce insanı, adeta bir açık hava hapishanesi olan Gazze Şeridi’ne hapseden Siyonist zihniyet, onca zulmü reva gördüğü bir halkın haklı ayaklanmasına, yine orantısız bir şekilde karşılık veriyor” “İsrail’in, hiçbir ahlaki ve vicdani ilke gözetmeksizin yürüttüğü bu operasyon, kim ne derse desin bir savaş değil, katliam ve soykırımdır. Gazze’ye verilen elektriği ve tüm insani yardımları kesen; hastaneleri, ambulansları, sivillerin yaşadığı binaları bombalayan ve tüm bu yapılanlardan adeta gurur duyan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Gazze’ye yönelik orantısız ve ahlaki temelden yoksun bu saldırılar, dünyadaki tüm Müslümanların ve vicdan sahibi insanların yüreğinde derin yaralar açtı. Fakat Amerika’nın, Avrupa’nın ve daha pek çok ülkenin; hakkaniyetli ve insani ilkelere dayalı bir tutumdan uzak olduğuna da şahit oluyoruz. Mesele Kur’an-ı Kerim yakmak olunca özgürlük abidesi kesilenler İsrail’i protesto etmeyi bile yasaklayan bir tutum içerisindeler. Müslüman devletinde yaşayan Yahudilere karşı Müslümanların tutumunun nasıl olduğu hususu göz önündedir. Dünyada yaşayan 1,5 Milyar Müslüman’ın tutumunu eleştirmek lazım, ilimde, Bilimde, Teknikte dünyaya hiçbir katkıları yok. Müslüman coğrafyasında kan, gözyaşı hiçbir zaman durmamıştır, sürekli olarak birbirleriyle didişmekten veya mezhep kavgalarından ilme, bilime ve teknolojiye zaman bulamamışlardır, bu durum batılı gelişmiş devletlerinin de teşviki ile aralarındaki düşmanlık son bulması yerine daha fazla kin ve intikam duygusu ile derinleşmekte, adeta birbirlerini bir kaşık suda boğma derecesine gelmiş ve gittikçede artmaktadır. Bu gün İsrail karşıtlığı ses veremeyiş sebepleri bunlardır. Bu durumda batılı emperyalist devletlerinin işine gelmektedir. Irkçılığın ve katliamın en büyük kurbanları olan Yahudiler bugün onun uygulayıcılarıdır; pratikte onlar Hitler’in acımasız güç kullanım, sürgün, mağlup olanlara karşı zulüm, askeri taktik olan ansızın saldırı, acımasız hesaplaşma ve intikam metotlarının uzantısı oldular. Tek dişi kalmış canavarların birar önce zulümlerine dur diyebilmek için, Allah İslam devletlerine birlik, beraberlik ve feraset versin inşallah. Zalimler için yaşasın cehennem