BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIM DİYENLER KERVANI

BELEDİYE BAŞKANI OLACAĞIM DİYENLER KERVANI

Yerel seçimlere az bir zaman kala, siyasi partilerde hareketlilik başladı.

Sahnede rol almak isteyenler bir bir boy gösterip “Benim kimden neyim eksik” deyip kolları sıvadı. Bulunduğum şehri veya ilçeyi “Ben yöneteceğim” diye siyaset parkuruna girenlerle birlikte ülkede renkli görüntüler de ortaya çıktı. Demokrasinin açmış olduğu kapıdan giren her vatandaş, kafasındaki ve gönlündeki düşüncelere göre sıraya girdi. Siyasetin değişmez kuralı olarak en uzun kuyruk iktidar partisinin kapısında oluştu. Belediye Başkanı olacağım diyenlerin arasında kimler yok ki! Toplumun,” Bunun burada ne işi var? ” diyeceği isimlerin yanında, hasbi şekilde yola çıkmış, bulunduğu yere katma değer sağlayabilecek güzel insanlarda yok değil. Önemli isimlerle resim çektirirken boynunu önemliye yaklaştırarak poz veren ve bu fotoğrafları referans kullananlardan tutunda, dostlar alışverişte görsünler diye ortaya dökülenlerden, bir siyasi güce aidiyetini perçinlemek isteyenlerden, birey olma olgunluğuna erişememiş olmanın ezikliğini aday adaylığı ile kapatmaya çalışanından, elinde projeleri ve yol haritalarıyla sorunlara çözüm getireceğini söyleyenlerden, birikimi ile “Şehrime ne katabilirim” diyen her düşünceden insan yarışta varım diyor. Ülke genelinde durum bu. Demokrasinin güzel yönlerini gösteren ve insanı gülümseten siyasi kurnazlıklar işin renkli tarafı. Her iktidar partisinin yanında yer alan, kronik aday adayları parkurda ilk yerleri kimselere kaptırmamışlar. Havaalanında, geleni karşılayıp, gideni uğurlayan, dillerinden “saygılar sunarım” kelimesini eksik etmeyen, ziyaretleri ve plaket dağıtımları ile kamuoyun dikkatini çekenler yine sahnede. Takım elbise giyip, gözlük takarak, kendini entelektüel sananından, özgüven patlaması yapanından, şehirden habersiz yaşayanından, abartılı CV ile nerdeyse Nobel ödülü aldıklarını söyleyecek kadar pervasız olanından tutunda, ehliyet ve liyakat konusunda sıkıntısı olamayandan, dürüstlüğünden ve çalışkanlığından emin olunan, toplum tarafından tanınan ve sevilenden herkes bu yarışta var.  Şehirlerde bazı partilerin güçsüzlüğü aday adaylarının tanıtım sloganlarında kendini gösteriyor. Bazı şehirlerin muhafazakâr yapısından dolayı söylemler ve kimlik tanımları din, iman, ezan, vatan, bayrak milliyetçilik gibi kutsallara dayandırılarak yansıtılıyor. Sosyal medyayı en iyi tanıtım aracı olarak kullanılıyorlar. “Yeni Vizyon İçin Yola Çıktım”, ”Hikayeyi Birlikte Yazacağız”, ”İlçeme Hizmetkar Olmak İstiyorum”, Bismillah Diyerek Bu Yarışta Ben de Varım”, “Partimin Neferiyim” Efsane Geri Dönüyor” “Dava Adamıyım” Doğru Zaman Doğru Adam”,…. İçin Hemen Şimdi”, Bu Görev Kutsal Bir Görevdir, Emek ve Gönül İster”, Halka Hizmet Hakka Hizmettir”, gibi ifadeler aday adaylarının genelde kullandıkları tanımlar olarak göze çarpıyor. Bazı partiler ülke çapında yaptıkları teamül yoklaması ile adayların durumunu görmek ve kim daha başarılı ise o aday gösterme yönünde karar verme yönünde tavırları var, yalnız burada şunu göz ardı etmemek gerekir ki, partilerde oy verenlerin bir çoğunun adayların kendi akrabaları olduğu veya il-İlçe başkanlarının yakınları olduğundan onların işaret ettikleri adaylara fazla oy verdikleri, bu durum ise gerçekten bütün ilin ve ilçenin görüşünü yansıtmamaktadır. Yerel seçimlerde partilerden ziyade bu yerlere daha iyi hizmet verecek ve herkes tarafından sevilen ve kabul gören adayların olması ülkemiz için daha hayırlı olacağı kanaatindeyim. Yeni projeler üretebilecek, vizyonu olan, ehliyet ve liyakat konusunda rüştünü ispatlamış, çalışkan, dürüst ve üretken olanların Belediye başkanı tarifine en uygun olacağı düşüncesiyle yarışa renk katan tüm aday adaylarına başarılar diliyorum.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top