DEVLETİ YÖNETMEK
Devlet: toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir.
iktidar Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret, Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği, Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi, Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar. Ayrıca “pozisyonel iktidar” olarak da adlandırılan meşru iktidar, bir kişinin bir organizasyon içindeki görev ve konumunun nispi olarak sahip olduğu güçtür. Meşru iktidar, pozisyonun sahibine devredilen resmi otoritedir. İktidar ne iş yapar?: Genel anlamda bir bireyin yahut bireyler topluluğunun kendi istekleri doğrultusunda, rızaları olup olmadığına bakmaksızın diğer insanların davranışlarını etkileyebilme, yönlendirebilme veya denetleyebilmesi; toplumu yönetme, yönlendirme gücü, bu gücü elinde bulunduran otorite, ilişki veya organ anlamına gelir.
Devlet ve iktidar arasındaki fark nedir?: Devlet, hükûmetten daha geniştir. Hükûmet ise devletin bir parçasıdır. Devlet, devamlı ve süreklidir. Hükûmet ise geçicidir, kısa ömürlüdür. Kişilik, mülkiyet ve örgüt iktidarın kaynakları olarak değerlendirilmektedir. İktidarın araçları ise caydırma, ödüllendirme ve ikna etme-koşullandırma şeklinde verilmektedir. İktidar bir insani deneyimdir. İnsanlar arasındaki ilişkilere bağlı olarak ortaya çıkan iktidar hayatın her alanında vardır. Devlet yönetimini elinde bulundurma gücü genellikle siyasi kudreti temsil etmektedir bu durum ise Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi anlamına gelmektedir.
Her televizyonu açtığımızda veya internete, gazeteye baktığımız da sürekli olarak artan akaryakıt, gıda, giyim, sağlık, ulaşım haberlerinin yanı sıra emlak piyasaındaki durum evlerin fiyatları, kiraları artışı ve bütün bunların sonucunda kargaşa, kavga yararılar ve ölülerin olduğunu ne yazıki görmekten artık usandık. Devleti yönetenler yani Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi olanlar bu durumda kendi ülkesinin ve vatandaşının çıkarı doğrultusunda gücünü kullanmalı ve herkesin devletin çıkartmış olduğu yasalara önce devleti yönetenlerden başlamak üzere her ferdin uymasını sağlamak, uymayanlara da gerekli yasal müeyideleri uygulamak. Devlet bütün ülke çapında emlak ve binaların değerini çıkararak bunun üzerinden vergi almakta, ancak bakıyorsunuz devletin değer biçtiği gayri menkul biçilen değerin beş-on katı üzerinden satılmakta, tapu da ise devletin biçtiği değer üzerinden vergisini vermekte. Bu durumda devlet sürekli zarara uğratılmakta ancak bunları denetleyen kurumlardan çıt yok. O zaman bu çıkarılan yasalara ve kuruluşlara ne ihtiyaç var, bırakın insanlar istediği gibi hareket etsinler ve yine o zaman iktadara ne ihtiyaç var. Aynı durum her alanda görülmekte bu durumda ve iktidarda olanlar ise sanki kendilerinin görevi değilde başkalarının göreviymiş gibi trbünlerden izliyor. Konut kira artışlarını yüzde 25 ile sınırlayan yasa, Resmi Gazete’de 11 Haziran 2022’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sınırın üstündeki artışı kanunen yapamazlar diyen bir bakan var ancak !.. %25 kira artışı yapılan açıklamaya göre 2 Temmuz 2023’ten 2 Temmuz 2024 tarihine kadar bir yıl süreyle konut kiralarında kira artışı oranı üst sınırının yüzde 25 olarak uygulanacak. Enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla her ay belli olan kira artış oranı geçtiğimiz yıl yüzde 25’te sabitlendi. 11.06.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “7409 sayılı Avukatlık Kanunu ile Türk Borçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Türk Borçlar Kanunu’na (TBK) aşağıdaki geçici madde eklenmiştir: “GEÇİCİ MADDE 1- Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ilâ 1/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır.” Konutlarda Kira Artış Oranlarının ％25’i Aşamayacağını Düzenleyen 7409 Sayılı Kanun Resmi Gazete’de Yayımlanmasına ve Devlet kiraların %25 de sınırlamsına rağmen bakıyorsun % 100-200-300-500 artıran var. Bu kiracılar çokmu kazanıyorlarda çoluğunun çocuğunun her türlü giderinden keserek bu kiraları ödemeye mahküm ediliyorlar. İktidar böyle bir şeyi neden çıkardı ve neden çıkardığı bu kararnemenin uygulanmasını işleme koymuyorsa ve şahıslar kendi kafalarına göre hareket ediyorlarsa sorarım size o zaman iktidara ne ihtiyaç var. şimdi benim bu eleştirimi farklı yorumluyarak bana farklı gözle bakanlara derim ki, her aile devletin küçük bir modelidir, evde olup bitenlerden ev reisi sorumludur, reisin haberi olmadan kimse istediği gibi hareket edemez. Bunun önüne geçmek için yasaların tam uygulanması ve bütün bakanlıklarda ve yereldeki denetim elemanlarını tam yetkli olarak harekete geçilirerek her alanda iyi bir denetim yapmak ve vergi affı gibi kelimeleri telafuz etmemek, her kurum ve kuruluşun ayırt etmeden ve vergiden düşsün diye kurum ve kuruluşlara bağış adı altında hiç bir şekilde bireylerin ve kuruluşların bağış yapamıyacaklarını yaparlarsa da vergi dışında kendi istekler ile ve kendi öz varlıklarından yapacaklarını bu yönde yasanın değiştirilmesini ve her kuruluş, her birey devletin koymuş olduğu değer üzerinden vergisini düzenli vermesin sağlamak. Devletin koyduğu değer üzerinden hiç birşeyini satmamak, devletin yaslarını tam olarak kişi ünvan ayırmaksızın uygulanmasını sağlamak.
İktidarın kişi, ünvan ayırmadan var olan yasaların tam zamanında uygulamasını sağlamak en baştaki görevleri görevidir. Saygılarımla.