VELİ EĞİTİMİ

VELİ EĞİTİMİ

Ülkemizde insan profiline baktığımız zaman, bizleri derin bir düşünceye sevk etmektedir. Zira köyler boşalmış, üretim kısmen durmuş, insanlarda büyük kentlerde yaşama hevesi almış yürümüş ve bu yüzden köyde yaşlı insanlarımızın dışında hemen hemen herkes şehir merkezlerinin yolunu tutmuş. Şehre gelenlerde maddi durumlarına göre şehrin kenar mehellerine yerleşmiş ve köylerinden getirdikleri örf, adet ve geleneklerini bulundukları yörelerde sürdürmeye devam etmekteler, şehre gelenlerin meslekleri olmadığından birçokları ara işi diye tabir ettiğimiz günlük işlerde çalışırken, bir kısmı ise fabrikalarda asgari ücretle çalışmakta ve geçimlerini sağlamaktadırlar. Fabrikada çalışan insanlar fabrikaların durumuna göre vardiyalı çalıştıklarından ve günlük işlerde çalışanlar ise yorgun olduklarından çocuklarına gerekli ilgiyi gösterememektedirler. Bu arada ülkemizin göç yolu üzerinde olup, sürekli yabancı devletlerden göç alması ise insanlarımızı olumsuz olarak etkilemektedir. Köylerimizde okulların kapanması ve öğrencileri azalan köylerimizdeki öğrencilerimizin taşıma sitemi doğrultusunda belli merkezlere taşınması sonucunda daha önce öğretmen veli ilişkileri varken taşıma yapılan köylerde bu durum öğretmen veli görüşmesini oldukça zora sokmuştur. Ülkemizin bu sıkıntılı durumu bulundukları ortamlarda insanların bir birine güven duygusunu azaltmıştır. Dolayısıyla bu güvensizlik ise büyük, küçük kavramını oldukça zedelemiş, Büyüklerin küçüklere, küçüklerin ise büyüklere saygısı azalmış, bunun neticesinde birçok yerlerde bu durum nahoş durumlara sebebiyet vermiştir. Örneğin; Eskiden şehir toplu taşıma araçlarında küçükler yerlerini büyüklere verirken, bugün hemen hemen bu durum ortadan kalkmış durumdadır. Şehirlerde maddi imkânsızlık nedeniyle okula gidemeyen öğrenciler ile daha önce okula giden ve ne kadar zayıf dersi olursa olsun sınıf geçen ve bu arada devamsızlıkları yok sayılan özellikle 12. Sınıf öğrencileri ise çeşitli suçlara ve uyuşturucu bataklığına düşmektedirler. Bu durumun çok sonra farkına varan Milli Eğitim Bakanlığı, yeniden sınıfta kalma durumunu benimsemiş ve 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılında uygulanacağını açıklamıştır. Aynı Milli Eğitim Bakanlığı yine toplumdaki ahlaki erozyonu görmüş ki şimdi de Âdab-Muaşeret dersleri konusunda programlar hazırlamaktadır. Âdab-Muaşeret anlamı ise; İnsanın toplum içerisinde uymak mecburiyetini hissettiği nezaket ve görgü kurallarıdır. Toplumda Adap, Edep, Töre, Gelenek, Örf ve Adet, Görgü, Nezaket, Protokol… gibi isimlerle zikrettiğimiz bu kurallara «Adab-ı Muaşeret» diyoruz. Kısaca bir toplulukta uyulması gereken ve insanlar arasındaki davranışları düzenleyen nezaket, saygı ve görgü kuralları. Ancak burda bir sıkıntı var, bana göre Milli Eğitim Bakanlığının bir program dahilinde ve insanların çalışma düzeni göz önünde bulundurularak tüm velilere de verilmesi gereklidir. Çünkü eğitim önce evde ve ailede başlar, velilere bu eğitim verilmeden istenilen sonuç alınamaz. Ülkemizi insanının önce belli bir program dahilinde eğitilmesi şattır. Bunu yaparken de mutlaka görsel basında bazı düzenlemeler yapmak gereklidir. Başta örf, adet. Gelenek ve aile düzenimize aykırı yayınlara sınır getirilmeli, kanunlarımız gözden geçirilerek bu konuda varsa eksiklerimiz giderilmeli ve her kim olursa olsun yapılan suçların cezası verildiği gibi, iyi işler yapanlarında ödüllendirilmesi gereklidir. Okullarımızda öğretmenler arasında ayrım yapmadan, adil ve adaletli bir şekilde görevlendirmeler yapılmalı ve benim adamım gibi durumlardan uzak durulmalıdır. Sendikaların yürütmenin işine karışmadan sadece kendi görevleri içerisinde kalması sağlanmalı, görev dışına çıkan ve yürütmenin işine karışan hagi sendika olursa olsun önce uyarılmalı ve daha sonra kapatılmalıdır. Yönetici kadrolarında mutlaka kariyere riayet edilmeli, yağcı, yalaka ve iş bilmez yöneticiler görevden uzaklaştırılmalıdır. Bütün bu işleri yaparken, emeklide olsa tecrübeli ve liyakatli insanımızdan da yerine göre yararlanılmalı ve onlarında ülke için kıymetli oldukları vurgulanmalıdır. Bu konuda çok şeyler yapmak mümkün, ama biz zaman kayıp etmeden gerekli tedbirleri almamız gereklidir.

“Güneşten faydalanmak istiyorsan, gölgeden çık” Kalın sağlıcalıkla.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top